Ana Sayfa Arama
Kategoriler
Servisler
Hava Durumu
Sosyal Medya
Uygulamamızı İndir

10 Saatlik Deprem Tarih Yazdı!

Bu mayıs ayında Mars’ı sarsan rekor depremin, önceki rekordan en az beş kat daha büyük olduğu ortaya çıktı.

Bu mayıs ayında Mars'ı

Bu mayıs ayında Mars’ı sarsan rekor depremin, önceki rekordan en az beş kat daha büyük olduğu ortaya çıktı. Bilim insanları, 4 Mayıs depreminin Mars’taki jeolojik aktivite hakkında önemli ipuçları sağladığını belirtiyor. İşte 10 saatlik depremin detayları…

Bu deprem, Mars’ın sanıldığından daha hareketli ve dinamik bir yapıda olduğunu gösteriyor. Depremi ortaya çıkaran kaynağın ne olduğu belli değil ama kesinlikle tuhaftı. Mars’ta şimdiye kadar  kayıtlara geçen güçlü deprem olmasının yanı sıra, aynı zamanda kızıl gezegeni 10 saat boyunca sarsan en uzun depremdi.

İsviçre Federal Teknoloji Enstitüsü’nden sismolog John Clinton, “Bu tek depremin açığa çıkardığı enerji, şimdiye kadar gördüğümüz diğer depremlerin toplam enerjisine eşit” dedi. Jeofizik Araştırma Mektupları’nda yayınlanan depreme ilişkin yeni bir analiz, depremin büyüklüğünün 4,7 olduğunu gösteriyor. Bu durum, Dünya ölçeğinde çok büyük bir deprem gibi görünmeyebilir, çünkü şimdiye kadar kaydedilen en güçlü deprem 9,5 büyüklüğündeydi. Ancak bu, NASA’nın InSight sondası 2019’un başlarında iç kısmını kaydetmeye başlayana kadar sismik açıdan aktif olmadığı düşünülen bir gezegen için epey etkileyici.

Mars’taki sismoloji, bilim adamlarının gezegenin yüzeyinin altında ne olduğunu, kabuğunun ve derin iç kısmının nasıl yapılandırıldığını daha iyi anlamalarını sağlayabilir. Dünya’da olduğu gibi, gözlemlenen deniz depremlerinin çoğunun fay hareketinden kaynaklandığı düşünülmektedir. Merkez üssünün, Kızıl Gezegendeki sismik açıdan en aktif bölge olan Cerberus Fossae’ye yakın ama dışında olması da ilgi çekiciydi. Merkez üssü açıkça bilinen jeolojik özelliklerle ilişkili gibi görünmese de derin merkez üssü alt kabuktaki gizli özellikler ile ilişkilendirilebilir.

Mars Depremlerine İlişkin Bilgiler

Mars’taki depremler genellikle iki farklı türe ayrılır: hızlı ancak daha kısa salınımlarla karakterize edilen yüksek frekanslı dalgalar ve yüzeyin yavaş ama daha büyük genlikle hareket ettiği düşük frekanslı dalgalar. Bu son sismik olay nadirdir çünkü hem yüksek hem de düşük frekanslı depremlerin özelliklerini taşır. Kawamura, daha fazla araştırmanın daha önce kaydedilen düşük frekanslı ve yüksek frekanslı depremlerin aynı şeyin sadece iki yönü olduğunu ortaya çıkarabileceğini ifade etmiştir.

Haberler