Hava Durumu

Türkiye’de at yarışlarının sesi haline gelen Yüksel Saymaz’ın hayat hikayesi belgesel oldu

At yarışı spikeri Yüksel Saymaz’ın hayat hikayesi, ‘Mikrofondaki Nefes Yüksel Saymaz Belgeseli’ ile ölümsüzleşti.

Haber Giriş Tarihi: 10.10.2025 09:16
Haber Güncellenme Tarihi: 10.10.2025 09:19
Kaynak: DHA
Türkiye’de at yarışlarının sesi haline gelen Yüksel Saymaz’ın hayat hikayesi belgesel oldu

Türkiye’de at yarışlarının sesi hale gelen Saymaz’ı anlatan bu belgesel ilk kez 10 Eylül’de Tay TV’de yayınlandı. Belgeselde çok büyük detaylar olduğunu söyleyen Yüksel Saymaz, “Çok uzun yıllardır severek, aşkla bağlandığım mesleğimin belki de o yarışlarla birlikte heyecanı yıllarca yaşadığım, yarış heyecanın dışında hayatta alabileceğim en güzel hediyeyi aldım; O da ‘Mikrofondaki Nefes Yüksel Saymaz’ Belgeseli. Bu 30 yıl öncesine dayanan bir aşk. Belgeseli herkesin izlemesini tavsiye ediyorum. Azim, aşk, umutsuzluk, umut, heves ve çalışmak; hepsi bu hikayede var” dedi.Yüksel Saymaz, Ankara’da üniversite öğrencisiyken harçlığını çıkarmak için ganyan bayisinde çalışmaya başladı. Bayideki kuponları toplayıp hipodroma götürüyordu. Bir gün hipodromun girişinde duyduğu bir ses ile adeta büyülendi. Genç adam, hayatının sil baştan değişeceğinin farkında değildi. Aktif futbol yaşamını bir kenara koyan ziraat mühendisi adayı gencin artık tek hayali, o mucizevi sesin yolundan gitmekti. O sesin sahibi, mikrofonda at yarışı anlatan efsane spiker Gültekin Alpay’dı. Alpay, tüm bunlardan habersiz olsa da genç hayranı okulunu bitirdi, hayat mücadelesine başladı. PTT’de iş başı yaptı ancak hayallerini geride bırakmadı. Hayali yarışlar anlatarak arzusunu, heyecanını, rüyasını taze tuttu. Ardından da o mucize sesin peşinden soluğu İstanbul’da aldı. Serde spikerlik vardı, sayısız defa gittiği Türkiye Jokey Kulübü’nün (TJK) kapısını adeta aşındırdı. Bir gün şansı yaver gitti. Türkiye Jokey Kulübü’nden (TJK) ‘Kabul’ yanıtını aldı. PTT de kendisine spikerlik için özel izin vermişti. Her şey yolundaydı. Tutkusu haline gelen at yarışı spikerliği yapıyor, o heyecanlı anları milyonlarla paylaşıyordu. Hakkındaki bir şikayetle hayatı altüst oldu. İki kurum bir arada olmaz denilince Türkiye Jokey Kulübü’nden (TJK)ayrılmak zorunda kaldı. Hayalinin peşinden koşan Yüksel Saymaz, bunun gibi birçok sorunun da üstesinden gelip Türkiye’nin aktif yarış anlatan en başarılı spikerlerinden biri oldu. Yüksel Saymaz’ın bu olağan üstü hayat hikayesi, ‘Mikrofondaki Nefes – Yüksel Saymaz Belgeseli’ ile ölümsüzleşti. Türkiye’de at yarışlarının sesi hale gelen Saymaz’ı anlatan bu belgesel ilk kez Tay TV’de 10 Eylül’de yayınlandı. İzleyenlerden olumlu geri dönüşler alan belgesel halen DSmart GO‘da belgeseller bölümünde de yer alıyor.

SAYMAZ: ÇOK MEŞAKKATLİ GÜNLERDEN GEÇTİM

Hikayesini anlatan At Yarış Spikeri Yüksel Saymaz, “Çok uzun yıllardır severek, aşkla bağlandığım mesleğimin belki de o yarışlarla birlikte heyecanı yıllarca yaşadığım, yarış heyecanın dışında hayatta alabileceğim en güzel hediyeyi aldım; o da ‘Mikrofondaki Nefes Yüksel Saymaz’ Belgeseli. 30 yıl öncesine dayanan bir aşk bu. Rahmetle anıyorum; Gültekin Alpay’ın sesini duyarak spikerliğe aşık oldum, heves ettim. Çok meşakkatli günlerden geçtim. O zaman futbol oynuyordum, üniversite okuyordum. At yarışı spikerliği bir rastlantıyla oluştu diyebilirim. O gün o sesi duymak ve onun peşinden gitmek beni bugünlere getirdi. Çok uzun yıllarda bu işi yapmak o heyecanı, yarış severlerle paylaşmak çok ayrı bir heyecan. Ben spikerlik yaptığım dönemler boyunca hep kendimi de bir yarış sever olarak gördüm. Bunu her yerde dile getirdim. O yarış severlerin hissettiğini mikrofonda onlarla aynı heyecanla o coşkuyla yaşamayı istedim ve onu yapmaya çalıştım. Ömrüm boyunca bu spikerlik dönemimde çok güzel geri dönüşler aldım” dedi.

‘HAYATTA HER ŞEY TESADÜF’

Saymaz, “Belgeselde çok büyük detaylar var. Hevesle, aşkla başlayan ama neler yapabileceğimin kararını veremediğim bocaladığım dönemlerle devam eden bir süreç bu. Ankara’da hipodrom yok ama ben Ankara’da yaşıyorum, okuyorum ve top oynuyorum. Heves ediyorum, çılgınlıklar yapıyorum, sesimi bir yerlerde duyurabilir miyim diye yarışmalara katılıyorum. Sonra İstanbul maceram başlıyor. Kendimi birilerine beğendirebilir miyim, sesimi duyurabilir miyim diye hafta sonu İstanbul’a gidiyorum. Umutla gidilen umutsuzlukla dönülen yollar; Hayatta her şey tesadüf. Yine bir tesadüf sonucunda çok sevdiğim mesleğime kavuşuyorum. Burada başarı, üzüntü, hayal kırıklığı ve meslekten uzak kaldığım yıllar var. Ziraat Mühendisiyim, PTT’de top oynuyorum ve spikerlik yapıyorum. Çok koşturmayla geçen bir hayat hikayesi. Bunun arasında o ayrılık süreci beni çok üzdü. Ardından beni her zaman destekleyen, omzumda hissettiğim dostlarım ve bana destek verenler sayesinde yeniden mikrofonuma kavuşuyorum. O süreç ben de çok güzel anılar bıraktı” diye konuştu.

‘HAYAT HİKAYEMİ ÇOK GÜZEL DUYGU GEÇİŞLERİYLE PEKİŞTİRDİLER’

Saymaz, “Geçen sene Cumhurbaşkanlığı yarışı gününde desteğini her zaman gördüğüm dostum sevgili Hakan Cantınaz’ın o gün beni programına konuk etmesi, yarışları anlattıktan sonra o heyecanı canlı yayında TAY TV’de paylaşmamız ve projenin onların kafasında canlanmasıyla devam eden bir süreç bu. Sevgili Hakan Cantınaz’a, Fatih Çalı’ya ve değerli yönetmenimiz Vakkas Aksu’ya teşekkürlerimi iletiyorum, çok uzun meşakkatli günler geçirdik, çok güzel çekimler yaptık. İnanılmaz destek verdiler, hayat hikayemi çok güzel duygu geçişleriyle pekiştirdiler. Benim için de çok heyecanlı bir süreçti. İzlerken duygulanmamak mümkün değil. Yayına girdi, defalarca gösterildi ama hala ‘Ne zaman, nerede yayınlanacak?’ diye soran çok dostum, arkadaşım var. İzlemelerini tavsiye ediyorum. Azim, aşk, umutsuzluk, umut, heves ve çalışmak; hepsi bu hikayede var” ifadelerini kullandu.

CANTINAZ: TAY TV’DE BELGESELLER SERİMİZ DEVAM EDECEKTAY

TV Genel Yayın Yönetmeni ve projenin içerik konsept danışmanı Hakan Cantınaz, “Mikrofondaki Nefes Yüksel Saymaz Belgeseli, TAY TV’mizin belgeseller serisinin üçüncüsü. Hakikaten çok keyifli, güzel işlere imza attık. Çok uzun süreli, çok özenerek ve titiz çalışmalarla hayata geçirdiğimiz bir proje. Geri bildirimler de hakikaten çok olumlu ve çok güzel oldu. Başından sonuna kadar çok keyif alarak çalıştık. Mikrofondaki Nefes Yüksel Saymaz Belgeseli verilen onca emeğin karşılığını izleyici anlamında da güzel geri dönüşlerle alan bir proje. TAY TV’de belgeseller serimiz devam edecek” dedi.

AKSU: YENİ ŞEYLERİN BAŞLANGICI OLABİLECEĞİNİ GÖSTEREN BİR HİKAYE

Projenin yönetmeni Vakkas Aksu, “Hipodrom; atıyla, jokeyiyle, spikeriyle ve izleyicisiyle inanılmaz bir gösteri dünyası. Bu gösteri dünyasına hayat veren aktörlerden bir tanesi de spikerler. Onların sesleri ve nefesleri olmadığı zaman bu renkli dünyanın bir tarafı eksik kalacaktı. O renkli dünyaya renk veren önemli isimlerden bir tanesi de Yüksel Saymaz. Yüksel Saymaz’ın hikayesine baktığımızda müthiş bir azim, kararlılık ve istediğini elde etme mücadelesi olduğunu görüyoruz. Tıpkı hayatın kendisi gibi inişler ve çıkışlar var. Meslek hayatında da inişler ve çıkışlar var. Tam her şeyin bittiği noktada aslında bitiş olmadığını, yeni şeylerin başlangıcı olabileceğini gösteren bir hikaye. Bu projede bir de iletişim fakültesi öğrencilerine ders olabilecek bir hayat hikayesi var. Vazgeçmemenin, çok çalışmanın, istemenin ve kararlılığın neleri getirebileceğini gördüğünüz sadece şansın değil çok çalışmanın önemli olduğunu gösteren bir hikaye var. TAY TV’nin bize gösterdiği yol çerçevesinde bu dünyayla ilgili birtakım belgesel çalışmalarına devam edeceğiz gibi görünüyor” diye konuştu.

ÇALI: HİKAYENİN ÇOK FAZLA RENGİ VARDI

Projenin koordinatörü ve yapımcısı Fatih Çalı ise şunları söyledi:“Projenin 1 yıllık gibi bir serüveni var. Projenin hayata geçişi Genel Yayın Yönetmenimiz Hakan Cantınaz’ın Ankara’da Yüksel Saymaz’ı yöneticilerimizle tanıştırması ve onun hikayesini anlatması ile şekillendi. Hikayenin çok fazla rengi vardı. Hüznü, acayip bir azim ve sevinç vardı. Bundan dolayı biz korkmaya başladık çünkü 40-50 dakikanın içerisinde sığdırmak istediğiniz bir hikaye var. Bu dakikaların içerisinde bir yeri atlarsanız karşı taraftaki hikayeyi yok etmiş olursunuz. Bunu düşünürken Vakkas Bey bize dahil oldu. ‘Keşke’ demeyeceğimiz bir proje olarak düşündük. Çalışmaya başladık. Keşkenin olmadığı bir proje olduğunu düşünüyorum. Gelen geri dönüşler de bunu teyit ediyordu. Güzel bir proje oldu. Belki biraz uzun sürdü ama içimize sinen, yayın sonrasında rahat uyuyabildiğimiz bir proje oldu.”

Kaynak: DHA

Yorum Ekle
Gönderilen yorumların küfür, hakaret ve suç unsuru içermemesi gerektiğini okurlarımıza önemle hatırlatırız!
Yorumlar (0)
logo
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.