Özlem Topaloğlu Özdemir, Fīlius adlı yeni romanında, kötülüğün her yönüyle mücadele eden bir hareketin ve iyilerin küresel çapta nasıl birleşmesi gerektiğini derinlemesine inceliyor.
Özlem Topaloğlu Özdemir, Fīlius adlı yeni romanında iyilik ve kötülük arasındaki savaşın dünya çapındaki etkilerini ve bu savaşa karşı birleşen iyilerin mücadelesini anlatıyor. Fīlius: Kaos Tanrısı, sadece bir fantastik kurgu değil, aynı zamanda insanlık için büyük bir dönüm noktasına dönüşen bir hikâye. Roman, kaosun içinde yükselen kadın karakterler üzerinden, toplumsal bölünmeler, ayrışmalar ve direnişi derinlemesine gözler önüne seriyor.
Kitapta, insan doğasının zayıflıklarıyla yüzleşmenin simgesi olarak kaotik olaylar ve buna karşı iyilerin mücadeleleri öne çıkıyor. Tarikatların birleşmesiyle kötülüğün güç kazandığı bir dünyada, iyiler farklılıklar nedeniyle bölünüyor ve toplumlar çözülme tehlikesiyle karşı karşıya kalıyor. Fīlius’ta, bu güçsüzlükleri aşmak için iyilik savunucularının zorlu bir mücadeleye girmesi gerektiği vurgulanıyor.
Özdemir, kitabın ilhamını şu şekilde açıklıyor: “Bu hikâye, insanlığın içine hapsolduğu bir uykudan uyanma cesaretiyle ilgili. Karanlık bazen, gerçek aydınlığa ulaşmanın tek yolu olabilir. Çünkü kötü bir yönetim yalnızca kendi halkını etkilemekle kalmaz; kötü yönetimler, dünyanın dört bir yanında başka halkların da kaderini şekillendirir. Artık iyilerin eylemi tüm dünyada etkisini yaymalı ve bu savaş küresel bir boyuta taşınmalıdır.”
Roman, kadın karakterlerinin zincirlerini kırma yolculuklarıyla, okuyucuya önemli bir soru sorduruyor: “Kendi hayatımı gerçekten ben mi yönetiyorum, yoksa başkalarının koyduğu kurallar içinde mi yaşıyorum?”
Fīlius, toplumsal ve küresel değişimlere ışık tutan, insanlık için umut ve direnişin simgesi olmayı amaçlayan derin bir eser olarak öne çıkıyor.