Otoimmün hastalıklar, bağışıklık sisteminin sağlıklı hücrelere saldırması sonucu ortaya çıkar ve bu durum hayati tehlikelere yol açabilir. Bu hastalıkların kesin bir tedavisi olmasa da, immün sistemi baskılayan tedavi yöntemleriyle hastalıklar kontrol altına alınabilir.
Otoimmün hastalıklar, bağışıklık sisteminin vücudun kendi sağlıklı hücrelerine, dokularına ve organlarına saldırmasıyla ortaya çıkar. Bu tür hastalıklar, hayati tehlikelere yol açabilecek kadar ciddi olabilir. Uzmanlar, otoimmün hastalıkların tedavisinde kullanılan ilaçların, bağışıklık sistemini baskılayarak hastalığın ilerlemesini durdurduğunu ancak bu durumun bazı riskleri beraberinde getirdiğini belirtiyor.
Üsküdar Üniversitesi NPİSTANBUL Hastanesi Dahiliye Uzmanı Prof. Dr. Aytaç Atamer, otoimmün hastalıkların tedavisinin ve bağışıklık sistemi üzerindeki etkilerinin önemine dikkat çekiyor. Atamer, bu hastalıkların tedavi edilmesinin, kişinin yaşam kalitesini artırdığına, ancak tedavi sürecinde dikkat edilmesi gereken bazı unsurlar olduğuna vurgu yapıyor.
Otoimmün Hastalıklar Hayati Tehlike Oluşturabilir
Bağışıklık sisteminin vücudu koruma görevini yerine getirdiğini hatırlatan Prof. Dr. Atamer, “Otoimmün hastalıklar, bağışıklık sisteminin sağlıklı hücrelere, dokulara ve organlara saldırması sonucu ortaya çıkar. Bu hastalıklar, vücudun herhangi bir bölümünü etkileyebilir ve hayati tehlike oluşturabilir” dedi.
Bağışıklık sisteminin sağlıklı hücreleri tanımadığı ve yabancı hücreleri ayırt edemediği durumlarda, vücuda ait olan hücreler saldırıya uğrar ve otoimmün hastalıklar başlar. Atamer, “Tanımlanan seksenden fazla otoimmün hastalık bulunmaktadır” diyerek, bu hastalıkların çeşitliliğine dikkat çekti.
Otoimmün rahatsızlıklarının Tedavisi: İmmün Sisteminin Baskılanması
Otoimmün hastalıkların kesin nedeni bilinmediği için, kesin bir tedavi de mevcut değildir. Ancak tedavi olarak bağışıklık sistemini baskılayan ilaçlar kullanılmaktadır. Bu ilaçlar, bağışıklık sisteminin sağlıklı hücre veya organlara saldırmasını engeller. Ancak bu tedavi, bağışıklık sisteminin baskılanması nedeniyle enfeksiyonlara karşı vücudun direncini azaltabilir.
Prof. Dr. Atamer, tedavi süreci ile ilgili şu açıklamaları yaptı: “Bağışıklık sisteminin baskılanması, enfeksiyonlara karşı direnci azaltabilir. Bu yüzden ilaçların kullanımı, düzenli doktor kontrolüyle yapılmalıdır. Ayrıca, bu ilaçlar hastalığı tamamen ortadan kaldırmaz, hastalığa neden olan etkenleri baskılar.”
Tedavilerin Uzun Süreli Olması Gerekiyor
Atamer, otoimmün hastalıkların tedavisinin uzun sürebileceğini belirterek, tedavilerin hastalığı baskıladığı için kişinin yaşam kalitesini arttırarak şikayetleri azalttığını söyledi. “Bu tedaviler hastaların kendilerini daha iyi hissetmelerini sağlar, ancak ilaçlar uzun süreli ve düzenli kullanım gerektirir. Tedavi sürecinin sonunda hastalık, kişi üzerinde kontrol altına alınabilir” dedi.
Gen Tedavisi: Otoimmün rahatsızlığı İçin Gelecekteki Umut
Otoimmün rahatsızlığının tedavisinde kullanılan ilaçların yan etkileri de olabilir. Prof. Dr. Aytaç Atamer, tedavi sürecinde nadiren kanser vakalarında artış ve enfeksiyonlara karşı eğilim görülebileceğini belirtiyor. Bu nedenle bazı hastalar, tedaviye alternatif tıp yöntemleriyle yaklaşabiliyorlar.
Atamer, gen tedavisiyle ilgili olarak, “Gelecekte, otoimmün rahatsızlıkları için gen tedavisi gibi yeni tedavi yöntemlerinin geliştirilebileceğini umuyoruz. Eğer hastalığa neden olan etkenler tam olarak keşfedilirse, kesin tedavi yöntemleri de bulunabilir” şeklinde konuşarak, bu alandaki gelişmelerin umut verici olduğunu belirtti.
Otoimmün rahatsızlıkları, kişinin bağışıklık sisteminin kendi vücuduna saldırması nedeniyle ciddi sağlık sorunlarına yol açabilir. Tedavi süreci, immün sistemi baskılayan ilaçlarla yürütülse de, bu tedaviler enfeksiyon riskini artırabilir. Otoimmün hastalkların kesin bir tedavisi olmamakla birlikte, gelecekte gen tedavisi gibi yeni yöntemler bu hastalıkların tedavisinde umut oluşturabilir.