Ana Sayfa Arama
Kategoriler
Sosyal Medya
Uygulamamızı İndir

Lenfoma Belirtileri Nelerdir? Uzmanından Ağrısız Şişliklere Karşı Hayati Uyarı!

Prof. Dr. Ali Uğur Ural, boyun, koltuk altı ve kasıktaki ağrısız şişliklerin lenfoma belirtisi olabileceğini söyledi. Erken tanının hayat kurtardığını vurguladı.

Prof. Dr. Ali Uğur Ural, boyun, koltuk altı ve kasıktaki

Vücudunuzda fark ettiğiniz ağrısız bir şişlik önemli bir hastalığın habercisi olabilir. Hematoloji Uzmanı Prof. Dr. Ali Uğur Ural, lenfoma belirtisi olabilecek boyun, koltuk altı ya da kasık bölgesindeki geçmeyen şişlikler konusunda uyarılarda bulundu. Prof. Dr. Ural, erken tanının bu hastalıkla mücadelede hayati önem taşıdığını belirtti. Çünkü erken tanı, tedavi başarısını doğrudan etkiliyor.

Lenfoma Nedir ve En Yaygın Belirtileri Nelerdir?

Güven Hastanesi Hematoloji Bölümü’nden Prof. Dr. Ali Uğur Ural, lenfoma hastalığı ve lenfoma belirtileri hakkında temel bilgiler paylaştı. Lenfomanın lenfatik dokulardan kaynaklanan bir kanser türü olduğunu ifade etti. Bu dokular, vücudumuzun savunma ve bağışıklık sisteminin bir parçasıdır. Ural, “Lenfoma, en sık görülen hematolojik yani kan ve lenf sistemi kanserlerinden biridir,” dedi. Lenfoma, Hodgkin lenfoma ve non-Hodgkin lenfoma olmak üzere iki ana gruba ayrılır.

Prof. Dr. Ural hastalığın genellikle gözden kaçabilen çok yaygın belirtisinin lenf bezi büyümeleri olduğunu söyledi. Bu büyümeler çoğunlukla ağrısızdır ve zamanla kendiliğinden küçülmezler. Lenfoma belirtileri konusunda çağrı yaptı. “Özellikle boyun, koltuk altı ve kasık bölgesindeki ele gelen ve geçmeyen şişlikler bu açıdan çok önemlidir,” diye uyardı. Ayrıca dikkat edilmesi gereken başka sistemik sinyaller de bulunuyor. Ural, “Açıklanamayan ve diyete bağlı olmayan kilo kaybı ve yoğun terlemeler” dedi. Özellikle gece uykudan uyandıran terlemeler de önemli bir belirtidir. Uzun süren, sebebi bulunamayan ateş ve sürekli bir yorgunluk hali gibi belirtiler, hastalığın önemli habercileri olabilir,” şeklinde konuştu.

Kesin Tanı Nasıl Konur ve Tedavi Süreci Nasıl Planlanır?

Lenfoma şüphesi taşıyan bir hastada tanı sürecinin birkaç önemli adımdan oluştuğunu belirten Doç. Dr. Ural bu süreci şöyle anlattı. “Tanı koymak için öncelikle hastanın şikayetlerini dinleriz. Sonrasında detaylı bir fizik muayene yaparız. Ardından çeşitli kan tahlilleri uygularız.” Hastalığın yaygınlığını görmek için ultrason, tomografi gibi yöntemler kullanırız. Ancak bu yöntemler lenfoma belirtileri taşıyan bir kişide şüpheyi güçlendirse de tanı için yeterli değildir. Ural, “Lenfomada kesin tanı, şüpheli görülen lenf nodundan cerrahi olarak alınan bir parçanın patolojik olarak incelenmesiyle, yani biyopsi ile konur,” dedi. Kesin tanı konulduktan sonra hastalığın tipi ve yaygınlık derecesi yani evresi belirleniyor. Böylece, kişiye özel ve en uygun tedavi planı her hasta için oluşturuluyor.

Modern Tedaviler Sayesinde Başarı Oranı Oldukça Yüksek

Prof. Dr. Ural, lenfoma tedavisinde son yıllarda bilim dünyasında önemli ilerlemeler olduğunu belirtti. Bu gelişmeler sayesinde hastalar için çok umut verici sonuçlar elde edilmiştir. Ural, “Lenfoma artık korkulan bir hastalık olmaktan çıkmıştır. Başarıyla tedavi edilebilen bir hastalıktır,” dedi. Güncel tedavi yaklaşımlarını özetledi. “Kemoterapi ve immünoterapi.” Bu tedaviler, bağışıklık sistemini kansere karşı güçlendirir. Ayrıca, hedefe yönelik akıllı ilaç tedavileri bu süreçte etkilidir. “Bu tedavilerin yanı sıra bazı hasta gruplarında radyoterapi (ışın tedavisi) gibi yöntemler kullanarak etkili sonuçlar alıyoruz,” dedi. Modern tedavi yöntemleri ile, hastalığın kontrol altına alınabilir. Ayrıca, Ural birçok hastada tam şifanın hedeflendiğini vurguladı. “Erken tanı, tedavinin başarısını ve hastanın yaşam kalitesini belirleyen en önemli faktörlerden biridir,” diyerek sözlerini pekiştirdi.

Dünyada Yaygın Bir Kanser Türü Olarak Biliniyor: Farkındalık Şart

Lenfomanın küresel yaygınlığına dikkat çeken Prof. Dr. Ural Dünya Sağlık Örgütü (WHO) tarafından paylaşılan verilere atıfta bulundu. “Lenfoma, dünya genelinde en sık görülen ilk 10 kanser türü arasında yer almaktadır,” dedi. Ural ayrıca şu bilgiyi paylaştı: “WHO verilerine göre, her yıl yaklaşık 600 bin yeni non-Hodgkin lenfoma vakası bildirilmektedir.” Bu rakamlar hastalığın ne kadar yaygın olduğunu çarpıcı bir şekilde gösteriyor. Bununla birlikte, yaygınlık nedeniyle lenfoma belirtileri ve erken tanının önemi konusundaki farkındalığın artırılması önemli bir sorumluluk taşıyor,” diye konuştu.

Prof. Dr. Ural son olarak tüm vatandaşlara yönelik önemli bir çağrıyı yineledi. Vücutlarında boyun, koltuk altı veya kasık gibi bölgelerde açıklayamadıkları bir şişlik fark eden kişilerin dikkatli olması gerektiğini söyledi. Eğer bu şişlik bir-iki haftadan uzun süredir geçmiyorsa zaman kaybetmemeleri gerektiğini belirtti. “Lenfoma belirtileri fark eden kişiler durumu önemseyerek, mutlaka bir hematoloji (kan hastalıkları) uzmanına başvurmaları gerektiğini kuvvetle vurguladı.” Prof. Dr. Ural, lenfomanın erken teşhis edilmesinin hastalığın seyrini tamamen değiştirebileceğini vurguladı. Çünkü erken teşhis, tedavi şansını önemli ölçüde artırabilir.