Ana Sayfa Arama
Kategoriler
Sosyal Medya
Uygulamamızı İndir

Isparta Gül Hasadı Dönemi Sona Eriyor: Tarlalar Ziyaretçi Akınına Uğradı!

Türkiye’nin gül bahçesi Isparta’da hasat sonuna yaklaşılırken, tarlalar ziyaretçilerle dolup taştı. Tatilciler gül toplayıp, gül yağı yapımının inceliklerini öğrendi.

Türkiye'nin gül bahçesi Isparta'da hasat sonuna yaklaşılırken, tarlalar ziyaretçilerle dolup

Isparta’nın Gönen ilçesine bağlı Güneykent beldesinde bu günlerde pembe bir telaş yaşanıyor. Sabahın ilk ışıklarıyla birlikte gül bahçelerine giren ziyaretçiler, kendilerine verilen küçük keselere mis kokulu gülleri özenle topluyor. Bu eşsiz deneyim, “Türkiye’nin çiçek kokulu şehri” olarak bilinen Isparta’da gerçekleşen gül hasadı döneminin son günlerine damgasını vuruyor. Isparta gül hasadı tarıma dayalı kırsal turizm getiriyor. Bu durum bölgeye her geçen yıl daha fazla ilgi çekiyor. Ayrıca, Isparta’da gül hasadı ile tanınıyor.

Bahçeden İmalathaneye: Unutulmaz Bir Gül Deneyimi

Ziyaretçiler, bu özel turizm deneyiminde sadece gül toplamakla kalmıyor. Ayrıca gülün, değerli gül yağına ve gül suyuna dönüşüm yolculuğuna da adım adım tanıklık ediyorlar. Bölgede gönüllü bir turizm elçisi gibi çalışan üretici Mustafa Erdem (42), bu süreci misafirlerine büyük bir keyifle anlatıyor. Erdem, dedesinden kalma ve aslına uygun olarak restore ettirdiği taş evini bir “gülhane” (gül işlenen yer) olarak kullanıyor. Burada konuklarına hem eski geleneksel yöntemlerle gül yağı ve gül suyu imalatının inceliklerini gösteriyor. Ayrıca, modern tekniklerle de üretim yapıyor. Tatilciler, Isparta’nın gül hasadını ve bu interaktif, öğretici deneyimi büyük bir keyif alıyor.

Güneykent’teki gül turizmi bununla da sınırlı değil. Ziyaretçiler, belde merkezinde bulunan ve “Güze” adı verilen gül müzesini gezme fırsatı da buluyor. Bu müzede, yaklaşık 150 yıl önce gül yağı imalatında kullanılan tarihi imbikler (damıtma cihazları) sergileniyor. Ayrıca, Isparta’nın gül hasadı ve gelenekleri hakkında bilgi edinen ziyaretçiler tarih dolu mekanları gezmekten keyif alıyor. O dönemde değerli yağ ve suların muhafaza edildiği el yapımı özel şişeler de ziyaretçilerin ilgisini çekiyor. Ayrıca, bölgedeki eski gül yağı fabrikası da gezilebilen tarihi mekanlar arasında yer alıyor.

Ziyaretçiler Oldukça Mutlu: “Herkesin Mutlaka Görmesi Gerekiyor”

Isparta gül hasadı şenliğine ailesiyle birlikte katılan ziyaretçilerden İnci Özçelik, yaşadığı mutluluğu ve memnuniyeti dile getirdi. Özçelik, “Güneykent’in o meşhur güzelliklerini, pembe gül bahçelerini ve tarihi gülhanelerini görmek için ailece geldik,” dedi. Deneyiminden çok etkilendiğini ve büyülendiğini belirtti. Özçelik, “Burada çok mutlu olduk. Etkilendiğimiz için, Isparta’nın bu atmosferi, bu kokuyu herkesin yaşaması gerektiğine inanıyorum. Bu yüzden herkesi buraya davet ediyorum,” sözleriyle memnuniyetini içtenlikle paylaştı.

Isparta’nın Gülle Yazılan Tarihi ve Günümüzdeki Ekonomik Önemi

Isparta’nın gülle olan bu derin ve köklü bağı, aslında 1888 yılına kadar dayanıyor. Rivayete göre, Müftüzade Gülcü İsmail Efendi o yıl Bulgaristan’ın gülleriyle meşhur Kızanlık kentinden bir fidan getirdi. Bastonunun içine gizlediği gül fidanını Isparta’ya ekerek bölgenin kaderini değiştirdi. Isparta’nın verimli topraklarına ekilen bu fidan, zamanla binlerce dönüm araziye yayıldı. O tek fidan, bugün yüzlerce ailenin en önemli geçim kaynağı oldu. Ayrıca, Isparta’nın gül hasadı ile özdeşleşen simgesi haline geldi.

Bu tarihi miras, günümüzde Türkiye ve dünya için büyük bir ekonomik değere sahip. Isparta’nın gül hasadı, dünya gül yağı üretiminin yüzde 65’ini tek başına karşılıyor. Her yıl genellikle 15 Mayıs’ta başlayarak, hasat dönemi yaklaşık bir ay boyunca devam ediyor. Üreticiler, gül yapraklarındaki değerli yağ keseleri günün sıcağında patlamasın diye erken saatte tarlalarda çalışıyor. Şafak vakti ve sabahın serin ışıklarıyla birlikte tarlalardaki yerini alıyorlar. Özenle toplanan güller, “alım merkezi” olarak adlandırılan fabrikalara ulaştırılıyor. Isparta’nın gül hasadı sürecinin başrolü olan bu merkezlerde, özel kazanlarda kaynatılan güllerin yağlı suyu farklı kazanlara aktarılıyor. İki aşamalı bir süreç ardından, bu değerli ve eşsiz gül yağı ihracata hazır hale geliyor. Sonrasında dünya kozmetik sektörü bu yağdan fazlasıyla faydalanıyor.