Ana Sayfa Arama
Kategoriler
Sosyal Medya
Uygulamamızı İndir

Harun Gürbüz’den Müzikte Sınırları Aşan Yorum: ‘Kalıpların Dışında Bir Şarkıcıyım!’

Türk Müziği’nin usta yorumcusu Harun Gürbüz, Greek tarzındaki yeni şarkısı “Fotia” ile dinleyicilerini şaşırttı. Sahnede farklı türleri bir araya getirdiğini söyleyen Gürbüz, “Kalıplarla sınırlanmıyorum,” dedi.

Türk Müziği'nin usta yorumcusu Harun Gürbüz, Greek tarzındaki yeni şarkısı

Türk Müziği’nin usta yorumcularından Harun Gürbüz, son tekli çalışmasıyla dinleyicilerini şaşırttı. Sanatçı, “Fotia” ismini taşıyan ve Greek müziği tarzındaki yeni eseriyle sevenlerinin karşısına çıktı. Bu beklenmedik çıkış, Gürbüz’ün müzikal yelpazesinin ne kadar geniş olduğunu bir kez daha gösterdi. Sahne çalışmalarına da hız kesmeden devam eden sanatçı, dinleyicilerine eşsiz ve duygu dolu geceler yaşatıyor.

“Benim İçin Müzik, Bir Sınırlar Bütünü Değil, Bir Duygular Evrenidir”

 

Harun Gürbüz, kendisini belirli müzikal kalıplarla sınırlamadığını özellikle belirtiyor. Sanatçı, bu konudaki duruşunu, “Müzik benim için bir sınırlar bütünü değil, tam aksine bir duygular evrenidir,” sözleriyle özetliyor. Türk Sanat Müziği’nin kendisi için “ana yuva” olduğunu ve sanatının temelini oluşturduğunu söylüyor.

Ancak Akdeniz’in başka sahillerinden esen tınıların da gönlünde ayrı bir yeri olduğunu ifade ediyor. Özellikle Greek müziği, onun repertuvarında ve sahne performanslarında önemli bir yer tutuyor. Bu yaklaşım, onun “kalıpların dışında bir şarkıcı” olma kimliğini de güçlü bir şekilde pekiştiriyor.

Sahnede Coşku ve Gözyaşı Bir Arada: Dinleyiciyi Anlamak Çok Önemli

 

Harun Gürbüz, günümüzde Türk Sanat Müziği çalınıp okunan mekanların sayıca az olabileceğini kabul ediyor. Ancak buna rağmen, müzikseverlerin içindeki o güçlü özlemin hâlâ çok taze ve canlı olduğunu da vurguluyor. Sahne performanslarında bu özleme en güzel şekilde cevap verdiğini belirtiyor. Aynı zamanda dinleyicinin ruhunun farklı renklerini de dikkate aldığını ve repertuvarını buna göre şekillendirdiğini söylüyor.

Bu dengeyi sahnede nasıl kurduğunu ise şu anlamlı sözlerle anlatıyor: “Aynı program içinde, Müzeyyen Senar’dan ‘Feraye’ söylediğimde dinleyicilerimi büyük bir coşku içinde görürken; bir başka anda, bir ‘Greek’ ezgisiyle masasında sessizce gözyaşı döken bir dinleyiciye de tanıklık edebiliyorum.” Gürbüz, günümüz dinleyicisinin geçmişe son derece saygılı olduğunu ancak aynı zamanda bugünün ruhunu da hissetmek istediğini belirtiyor. Kendi sahne yoğunluğunun ve tercih edilmesinin en önemli sebebinin, bu dengeyi başarıyla kurması olabileceğini düşünüyor. Usta sanatçı, “Dinleyiciye saygı duymak ve onu iyi anlamak bu işin en önemli sırrı,” dedi.

Genç Nesil Türk Sanat Müziği’ne Sanıldığı Kadar Uzak Değil

Usta yorumcu

Harun Gürbüz, genç neslin Türk Sanat Müziği’ne uzak olduğu yönündeki genel kanıya ise katılmıyor. Aksine, gençlerle birlikte ortak projeler üretmeye ve onlara ulaşmaya çalıştığını söylüyor. Klasik ve unutulmaz eserleri, dijital platformlarda modern düzenlemelerle yeniden canlandırmak için de çaba gösterdiğini belirtiyor.

Gençlere doğru bir şekilde ve onların anladığı dilden ulaşıldığında, bu paha biçilmez mirasa sahip çıktıklarını da kuvvetle vurguluyor.

Harun Gürbüz, bu konudaki sarsılmaz inancını şu sözlerle ifade etti: “Onlara sadece nasihatten ibaret kuru bir nostalji değil de, bugün hâlâ yaşayan, nefes alan, dinamik bir kültür sunduğumuzda, inanın bana, dört elle sarılıp sahip çıkıyorlar.”