Yeditepe Üniversitesi E-Ticaret Bölümü tarafından büyük bir özveriyle hayata geçirilen ve toplumda geniş yankı uyandıran “Dijital Okuryazarlık Projesi”, 65 yaş üstü bireylerin dijital dünyayla barışmalarını ve teknolojiyi günlük yaşamlarında etkin, güvenli ve verimli bir şekilde kullanmalarını sağlamaya devam ediyor. Bu anlamlı ve örnek teşkil eden proje, geçtiğimiz günlerde coşkulu bir törenle beşinci mezun grubunu vererek, toplumsal fayda odaklı önemli bir başarıya daha imza attı. Nitekim, projenin temel amacı, katılımcıların dijital becerilerini geliştirerek sosyal hayata daha aktif katılımlarını sağlamak ve genel yaşam kalitelerini artırmaktır.
Pandemi Sonrası Doğan İhtiyaç, Anlamlı Bir Çözüme Dönüştü
Özellikle küresel COVID-19 pandemisi süreciyle birlikte 65 yaş üstü bireylerin evde daha fazla zaman geçirmek durumunda kalması ve bu izolasyon ortamında dijital platformlara olan ihtiyacının belirgin bir şekilde artması, projenin doğuşuna ve şekillenmesine zemin hazırladı. Yeditepe Üniversitesi E-Ticaret ve Teknoloji Yönetimi Bölüm Başkanı Prof. Dr. Altan Kar’ın öncülüğünde titizlikle yürütülen bu değerli proje, üniversitenin son sınıf öğrencilerinin gönüllü ve aktif katılımıyla somut bir biçimde şekillendi. Bu kapsamda, genç ve dinamik üniversite öğrencileri, yaşça büyük ve deneyimli bireylerin dijital platformlara yönelik olası önyargılarını, teknoloji korkularını ve kullanım endişelerini gidermeleri için onlara büyük bir sabırla ve özveriyle birebir destek oldu. Böylece, “Dijital Okuryazarlık Projesi”, teorik üniversite bilgisinin somut toplumsal faydaya dönüştüğü, kuşaklararası etkileşimi güçlendiren örnek bir platform haline geldi.
E-Devlet’ten Sosyal Medyaya Kadar Kapsamlı Dijital Eğitim İçeriği
“Dijital Okuryazarlık Projesi” kapsamında, yaşları 65 ile 80 arasında değişen katılımcılara, günlük hayatlarını önemli ölçüde kolaylaştıracak oldukça geniş ve pratik bir yelpazede dijital beceriler kazandırıldı. Titizlikle hazırlanan eğitim programında, e-Devlet kapısı üzerinden kamu hizmetlerine erişim, Merkezi Hekim Randevu Sistemi (MHRS) aracılığıyla doktor randevusu alma ve e-Nabız uygulamasıyla sağlık kayıtlarını takip etme gibi hayati önem taşıyan konular öncelikli olarak ele alındı. Bunun yanı sıra, katılımcılar online bankacılık işlemlerini güvenli bir şekilde gerçekleştirmeyi, aileleri ve arkadaşlarıyla iletişimde kalmak için sosyal medya platformlarını etkin ve bilinçli kullanmayı, internet üzerinden güvenli alışveriş yapmanın püf noktalarını ve hatta online yemek tarifleri bulma veya örgü, el işi gibi el becerilerini geliştirebilecekleri çeşitli dijital platformları ve uygulamaları keyifle kullanmayı öğrendiler. Eğitim sürecindeki dersleri başarıyla tamamlayan tüm değerli katılımcılar, düzenlenen anlamlı ve duygusal bir törenle sertifikalarını almanın haklı gururunu ve mutluluğunu yaşadı.
Prof. Dr. Altan Kar: “Bu Proje Kuşaklar Arası Değerli Bir Köprü Oldu”
Mezuniyet töreninde bir konuşma yapan Yeditepe Üniversitesi E-Ticaret ve Teknoloji Yönetimi Bölüm Başkanı Prof. Dr. Altan Kar, projenin sadece teknik bir dijital beceri eğitiminden çok daha fazlasını ifade ettiğini ve derin toplumsal etkileri olduğunu özellikle vurguladı. Prof. Dr. Kar, “Pandemi süreciyle birlikte özellikle 65 yaş üstü bireylerimiz uzun süreler boyunca evde kalmak zorunda kaldı, bir nevi eve hapsoldu. Bu proje, onların bu süreçte yaşadığı mağduriyetleri azaltmak ve dijital platformlar aracılığıyla günlük yaşamlarını daha kolay ve etkin bir şekilde sürdürebilmelerine somut katkı sağlamak amacıyla, E-Ticaret Bölümü öğrencilerimizin değerli bir mezuniyet projesi olarak hayata geçirildi,” dedi. Temel amacın, 65 yaş üstü bireylerin dijital platformlardaki genel yetkinliklerini artırmak, dijitale yönelik var olan önyargılarını, teknoloji korkularını ve güvensizliklerini aşmalarına yardımcı olmak olduğunu belirten Prof. Dr. Kar, katılımcıların sağlıkla ilgili işlemlerini dijital ortamda rahatlıkla takip edebilmelerinin yanı sıra, online alışveriş ve çeşitli hobi platformlarına da büyük bir ilgi gösterdiklerini memnuniyetle anlattı. Özellikle, “Katılımcılarımızdan biri, örgü becerilerini geliştirdikleri bir platformda yaptıkları örgü bir bilekliği bana hediye etti; bu içten jest beni gerçekten çok duygulandırdı,” sözleriyle projenin sıcak ve insani yönüne dikkat çekti. Ayrıca Prof. Dr. Kar, “Eğitimlerimizi, pırıl pırıl genç üniversite öğrencilerimizle yaşça büyük, hayat dolu katılımcılarımızı eşleştirerek, karşılıklı bir öğrenme süreci içinde yürütüyoruz. Gençlerimiz hem dijital konularda değerli bilgilerini aktarıyor hem de yaşlı katılımcılarımızın engin hayat tecrübelerinden ve değerli birikimlerinden fazlasıyla faydalanıyorlar. Bu sayede projemiz, farklı kuşaklar arasında samimi ve güçlü bir köprü işlevi de görüyor,” diyerek projenin önemli bir sosyal boyutunu da öne çıkardı. Prof. Dr. Kar, projenin Birleşmiş Milletler (UN) Sürdürülebilirlik ve Kalkınma hedeflerine de uygun olarak, toplumun her kesiminin teknolojiye eşit erişimini sağlaması açısından önemli bir Sosyal Sorumluluk Projesi olma misyonu taşıdığını ve projenin hedef kitlesi üzerindeki olumlu etkilerini ölçmek amacıyla yapılan araştırma sonuçlarının uluslararası bir yayın kuruluşu tarafından basılan bir kitapta bölüm olarak yayınlandığını da sözlerine ekledi. İlgilenenlerin hem bu uluslararası yayını hem de projenin tamamen son sınıf öğrencileri tarafından yönetilen web sitesini ziyaret edebileceklerini belirtti.
Katılımcılar ve Eğitmen Öğrenciler Projeden Son Derece Memnun
Projeden eğitim alan kamu emeklisi Meral Ulupınar (67), yaşadığı mutluluğu ve projenin faydalarını, “30 Ağustos Emekli Evi’nde satranç ve İngilizce gibi çeşitli kurslara katılıyordum. Bu dijital okuryazarlık eğitimini de orada duydum ve hemen devam etmeye karar verdim. Çok mutlu oldum ve iyi ki katılmışım diyorum. Bilmediğimiz, çekindiğimiz pek çok yeni şeyi öğrendik, yeni arkadaşlar edinerek sosyalleştik, dijital dünyaya karşı özgüven kazandık, kalıcı dostluklar edindik. Gerçekten hepimiz için çok faydalı bir süreç oldu; emeği geçen herkese sonsuz teşekkür ediyorum. Benim evlatlarım ve torunlarım uzakta yaşıyor. Önceden sosyal medyada bazı şeyleri yapmakta zorlanıyordum, dijital işlemler bana oldukça karmaşık geliyordu. Şimdi ise birçok şeyi kendi başıma rahatlıkla yapabiliyorum. Online alışverişimi güvenle yapabiliyorum. Önceden online alışverişten biraz çekiniyordum ama artık internet bankacılığını daha rahat kullanıyor, gönül rahatlığıyla alışveriş yapabiliyorum,” sözleriyle ifade etti.
Bir diğer değerli katılımcı olan Yaşar Tuncel (72) ise, “İnternet bankacılığı, Facebook ve WhatsApp gibi bazı temel uygulamaları zaten kullanabiliyordum ama bu eğitim sayesinde ChatGPT, Gmail’in farklı özellikleri, Siri gibi yeni nesil teknolojik araçları da öğrenme ve deneyimleme fırsatım oldu. Bu, benim için çok faydalı ve ufuk açıcı oldu. Eğitim boyunca bana yardımcı olan ‘yarenim’ (eğitmen öğrencim) çok tatlı ve sabırlı bir insandı, büyük bir özveriyle her şeyi öğretti. Özellikle navigasyonu kullanmakta hep zorlanırdım, onu detaylıca öğrendik. Pinterest gibi ilham verici platformları da tanıdık, artık bu uygulamaları büyük bir rahatlıkla ve keyifle kullanabiliyorum. Önceden online alışveriş yaparken hep bir tereddüt yaşardım, şimdi ise hiç korkmadan ve güvenle alışveriş yapabiliyorum,” dedi.
Projeye eğitmen olarak katılan Yeditepe Üniversitesi E-Ticaret Bölümü öğrencilerinden Hüseyin Arslan (24), bu deneyimin kendisi için ne kadar değerli olduğunu, “Bitirme tezi için birçok farklı proje yapabilirdim ama aralarından beni en çok etkileyen, topluma en fazla dokunabileceğimi ve en çok mutlu olacağımı hissettiğim bu anlamlı projeyi özellikle seçtim. Süreç boyunca eşleştiğimiz ‘yarenlerimizle’ (eğitim alan büyüklerimizle) çok iyi ve verimli bir şekilde ilerledik, bu süreçte yer aldığım için gerçekten çok mutluyum. Ben onlara dijital dünyayla ilgili temel bilgileri ve pratik uygulamaları öğretirken, onlar da bana paha biçilmez hayat tecrübelerini ve bilgeliklerini aktardılar. Günlük yaşamlarını kolaylaştırabilecek çeşitli uygulamaları öğrenmelerine ve kullanmalarına yardımcı oldum. Bu süreç bana, insanlara daha cana yakın olmayı, empati kurmayı ve sabırla çalışmanın ne kadar önemli olduğunu bir kez daha öğretti,” şeklinde konuştu. Bir diğer eğitmen öğrenci İrem Çelik (24) ise, projeye katılım motivasyonunu, “Bu projeyi seçmemdeki en önemli neden, mezun olurken arkamda kalıcı ve pozitif bir iz bırakmak istememdi. Elbette başka projeler de yapabilirdik, yalnızca bir tez yazmakla da yetinebilirdik. Ama bu özel projeyle, gelecekte o uygulamaları kullanırken bizi, yani eğitmenlerini hatırlayacaklar. ‘İrem bana bunu öğretmişti, artık bu uygulamayı ne kadar da rahatlıkla kullanabiliyorum’ diyecekler. Bu sayede onların hayatlarında küçük de olsa kalıcı bir iyilik ve kolaylık bırakmış olduk. Bu yüzden bu proje benim için her zaman çok anlamlı ve özel kalacak. Katılımcıların hepsi çok görmüş, geçirmiş, hayat dolu insanlar. Biz onlara dijital uygulamaları öğretirken, onlar da bize sabretmeyi ve farklı bakış açılarını öğrettiler. Çoğunun zaten sosyal medya hesapları vardı ve dijital dünyaya az çok aşinaydılar; ancak bilmedikleri pek çok yeni ve faydalı platformu da birlikte keşfettik. Çok çabuk öğrendiler ve bu interaktif öğrenme sürecinden büyük keyif aldılar,” ifadelerini kullandı. Öğrenciler, bu projenin kendilerine sadece akademik bir kazanım değil, aynı zamanda önemli bir hayat dersi verdiğini de ortak bir dille vurguladılar.